Evet kabul ediyorum tembellik ettim. Nicedir bloguma bişey yazamamış olmanın ezikliği içerisindeyim malesef. Ancak ve fakat ve hatta içimden gelemedi yahu.
Önce 15 gün almış olduğum raporla başladı bu tembellik hadisesi. Hayatımda ilk defa rapor aldım, iyi de oldu. İlk hafta ohh el ense bi yatmışım ki; zaten kendimi de iyi hissetmiyordum ve dinlenmeye acayip ihtiyacım vardı. Sabah rutin olarak karnımda çalan zillerden ötürü hiçbir sabah uyuyamadım doğru düzgün. Küçüğümün karnının acıkması kalk komutuyla bir oluyor ki benn benn çok uyuyan benn gözüme uyku girmez oldu. Annemlerde kaldığım zaman bile ev ahalisi sabah erken kalkışlarımı hayretler içerisinde bakakalmakla belli ediyorlar. :) Neyse raporluyken eşimin işe gitmesinin akabindeki kalkışlarımdan sonra kendimi mutfakta kahvaltı yaparken bulup, ardından televizyon karşısında hep el ense yaptım. Bolca dinlendim, kadın programlarını seyrettim, aldığım rapor da illa yerine ulaşsın diye nerden aldığım belli olmayan bir grip illeti de yakama yapışınca zaten yatış dan başka çarem kalmadı. Raporlu olduğum ikinci haftada ise gözüm açılmış olacak ki baya bi kirlenmiş olan eve temizlik için bayan çağırdım iyi de oldu bayadır aklımdaydı. Böylelikle dip köşe de temizlenmiş oldu bi daha ne zaman temizlenir Allah bilir! Şimdiden tekrar kirlendi bile. Efenim bu raporlu günler böylelikle bitti gitti ve tekrar mesai günleri başladı....
Aslında hep evde olmak da iyi bişey değilmiş ama sürekli işyerinde olmak da iyi bişey değil canım. Bence bu tatil günleri düzenlenmeli. Mesela bayanların istediklerinde işe gelmeme hakları olmalı. Bu hak tabi ki suistimal edilmemeli mesela akşam misafirin mi geldi kardeşim haa tamam işte ertesi gün işe öğleden sonra gelebilmeliler. Haftada 2 gün öyle yarım gün opsiyonları olsun ne var yani noolacak şimdiye kadar bu memurlar, çalışan bayanlar hep saaatinde geldi de ne oldu? Ülke hep aynı ülke değil mi!
Neyse nitekim bayadır işyerindeyim, çok şükür bulantılar azaldı baya. Kendimi daha iyi hissediyorum iştahım arttı. Kilo aldım, hatta artık göbeğim bile var :) Küçüğüm de büyüyor :D
Günlerdir aklımda kalan ve çok etkilendiğim görüntüyü bir türlü unutamıyorum. Geçtiğimiz cuma günkü haberlerde seyrettiğim Ispartada düşen uçağın görüntülerini seyrederken çok garip duygular yaşadım. Başlarına geleceklerden habersizce güvenlik kontrolünden geçen insanların son görüntüleri. Annesinin kucağındaki Ceren bebek di beni en çok duygulandıran. Pembe montu vardı üzerinde öperek uğurlamıştı sevdikleri onu. Orda farkettim anne olmak ne kadar zor bişey uçak düşerken Cereni annesi kim bilir nasıl sıkı sıkı tutmuştu. Sonra kaza alanında Ceren bebeğin Anneannesini gösterdiler ağlayarak o da evladını arıyordu. Allah korusun dedim Allah kimseye hiçbir anneye evlat acısı yaşatmasın dedim. Dua ettim Allahım ne olur bana da yaşatma...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder