26 Kasım 2009 Perşembe

Mim...

Hülyacığım beni mimlemişti baya geciktirdim ama sanki bu mim işlerinde saçmalıyormuşum gibi geliyor çünkü konu kendimle ilgili şeyleri ifade etmeye gelince ya yazacak bişey bulamıyorum ya da abartıp boş boş konuşuyormuşum gibi geliyor. Yine beceremeyeceğim ama artık idare et canım....



1.Dolabını açtığında hangi renkler daha fazla?

Her renkten herşey var aslında sık sık değişen bir ruh yapısına sahip olduğum için her ruh haline uygun şeyler mevcut... Ama renkli cıvıl cıvıl herkeste olmayan değişik orjinal kıyafetler özel ilgi alanımdır.

2.Alışverişe gittiğinde hangi mağazaya uğramazsan olmaz?

Bu aralar alışveriş merkezlerinde genellikle oğluş için dolaşıyoruz, kendimize pek bakındığımız olmuyor. Oğluş için; Mothercare, Lcw, Chicco, Joker, Panço genellikle sık uğradığımız yerler arasında başı çekenler
Kendim için ise mutlaka bakarım dediğim bi mağaza yok ama vitrinler genellikle dikkatimi çeker ve eğer vitrinde beğendiğim birşey varsa mutlaka içeri dalarım... Ama mağaza içinde çok vakit geçirmekten hoşlanmaz hemen şöyle bi göz ucuyla bakınır çıkarım ya da alır çıkarım

3.Kendini rahat hissettiğin giyim tarzı?


Eşofman altı, üzerine bir tshırt ve spor ayakkabı mümkünse çantamı da almayayım ohh ne rahat...


4.Kesinlikle seksi diyebileceğin şeyler?



5.Asla giymem dediğin kıyafetler?

Çarşaf


6.Fiyatları gereği ulaşılması zor yabancı markalardan en beğendiğin?

Lacoste


7.En fazla yatırım yaptığın sektör?

Oğlum için gerekli gereksiz dünyaları alasım var kendim için ise Tekstil, Aksesuar,Kozmetik ve daha niceleri...



8."Kitap, film, spor" hangisini diğerlerinden daha çok yapıyorsun?

Kitap hiç, Film fırsat bulup da oğluşu annanesine bırakırsak anca, spor ise oğluş ve ev işlerinden ibaret :D

9.Dışarıdayken yemek yemeği en çok tercih ettiğin yerler?

Konu yemek yeme olunca heryerde herşeyi yiyebilirim temiz ve lezzetli olması kafi ha bir de mama sandalyesi mutlaka olmalı



10.Bloğuna Neden Bu İsmi Verdin:?

Bloğuma gökkuşanınyeri ismini verirken oğluşum henüz dünyaya gelmemişti. Kendimle ilgili hayatla ilgili aklımdakileri aktarabileceğim ilerde geri dönüp bakabileceğim birşeyler olsun hatıra kalsın istemiştim. Bir de gökkuşağını çok severim ne zaman gökkuşağı görsem içimi bir mutluluk sarar.

11.Bloğuna Yazarken Star Tribiyle Olmazsa Olmazın Varmı?

Aslında trip değil benim ki şartlar ve koşullar yeterli olsun kendimi keyifli hissedeyim oğluş ayağıma dolanır vaziyette olmasın. Bu aralar çok üşengeçim ama gücüm yok hiçbirşeye


12.En Son Satın Aldığın Garip Şey Nedir:?

Oğluş a Noel Baba kıyafeti



13.Şeker Gibi Olduğum Anlar??

Oğluş hasta değil, keyfi yerinde, karnı tok,altı temiz ise ve tüm sevdiklerim sağlıklı mutlu ve hayatta ise, hava güzel ise sevdiğim dostlarım yanımda ise daha ne isterim!


14.Arkadaşım Artık Sormayın Dediğin Şeyler:

Aaaa Efe hala yanınızda mı uyuyor,Nasıl rahat ediyorsun? Hala emziriyormusun?......

15.Aynaya Baktığında Gördüğün Şey

Yorgun bir surat

16.Kendini Okutan Bloglar:

İçten ve samimi olan her blogu okuyabilirim hem de büyük bir keyifle

17.Bu Blog Sahibesiyle Karşılaşabileceğin Yerler

Walla her an heryerden çıkabilirim dünya küçük, Ben bir küçük cezveyim, warsa vaktim köşe bucak gezerim....

18 Kasım 2009 Çarşamba

Son zamanlarda dilime dolananlardan...




Aşkın bir tarifi olmasa seni nasıl anlatırdım
Mütemadiyen anarmıydım adını

Bilirsin hassasımdır konu sen olunca

Gözlerindeki bereketli toprakta açmak gibisi varmı

Sen hayatımdasın ya bundan böyle benim içim acı tutarmı

Varlığın öyle bi sevinçki burnumda çilekli sakızımın kokusu

Dertlerimi sayfa sayfa savurdum mümkünse gelmesin yenisi

Zaman ne demek adını sende unuttum biliyorsa söylesin birisi

Gel saklanalım hiç bir ayrılık bulmasın bizi

12 Kasım 2009 Perşembe

THE PLAY BARN

Geçen Cumartesi Oğluşla tesadüf eseri gittiğimiz Minasera Alışveriş merkezindeki çocuklar için güzel vakit geçirebilecekleri ve birsürü oyuncağın olduğu bi yere girdik. Aman iyiki de gitmişiz Oğluş baya bi eğlendi, çok mutlu oldu. Oyun Merkezi çıkışı aynı alışveriş merkezinde Souprıce diye bi yerde de baya acıkmış olacak ki güzel bir çorba içip, bir kase de yoğurt yedi. Demek ki oğluşun sorunsuz yemek yiyebilmesi için baya bi yorulup, deşarj olması gerekiyormuş. O gün keşke fotoğraf makinamızı da yanımıza alsaymışız malesef fotoğrafları cep telefonumdan çekmek zorunda kaldım. İşte o fotolardan bazıları...



















Bu arada siz alışverişinizi yaparken gözünüz arkada kalmadan çocuğunuzu oraya bırakabiliyorsunuz. Siz alışverişinizi yaparken çocuğunuz da bu oyun merkezinde hoşca vakit geçirebiliyor. Tabi çocuğunuzun 3 yaşın üzerinde olması gerekiyormuş, 3 yaş altı ebeveyn ya da bakıcı beraberinde girebiliyormuş. Güzel güzel ben tuttum burayı ;D

6 Kasım 2009 Cuma

Bizi, Bizden sonra gelecek nesilleri hasta etmeyin!

Açılım, Domuz gribi, şimdi de genetiği değiştirilmiş organizmalar.... tıktık
Bu ülkenin insanları ruhen ve fiziken çökertilmeye çalışılıyor eminim artık. Ne demek ya genetiği değiştirilmiş organizmalar! Nasıl izin verirsiniz (-ki zarari oldugu fareler üstünde yapilan deneylerde kanitlanmıs. İskocya Rowett Enstitüsü’nden Dr. Arpad Pusztai’nin genetigi degistirilmis patates ile besledigi farelerin tümünün ic organlarinda kücülme, sindirim sistemlerinde bozukluk, bagisiklik sistemlerinde cökme, kan yapilarinda bozulma ve mide ceperlerinde kalinlasma görüldü.) demiş!
Şimdi bu lafları duyan bi anne çocuğuna patates yedirirmi? Bari bu ürünlerin üzerlerine yazın kardeşim genetiğiyle oynanmış ürün diye de hangi gerizekalı yemek istiyorsa yesin. Bizi bulaştırmayın pisliklerinize. Kim sokuyorsa ülkeye bu malları onlar yesin, Afiyet olsun! “Etiketlere genetigi degistirilmis organizma icermez yazilamaz!” da ne demek oluyor.
Bir millete zarar vermek istiyorsanız ne yaparsınız?
Bir şekilde dışarıya bağımlı hale getirirsiniz. Dışarı bağımlı olunca fakirleşir. Fakirleşen halk yeterli beslenemezse aptallaşır. Aptallaşan halk cahilleşir. Cahilleşen halk herkese herşeye inanır. Çünkü düşünmez. Bunu al derler, alır, bunu iç derler içer, bunu dene derler dener. Başka ülkelerin çöpleri de o ülkeye dökülür, başka ülkelerin bilmemkaçıncı kaliteleri o halka satılır, tarımsal veya sağlık her nevi ürünleri o insanlar üzerinde denenir. Bir yandan da o millet bir şekilde bölünür çatışmaya bölünmeye sürüklenir.
Çok basit anlayacağınız.
Bir yerden tanıdık geliyor mu?